Alak Suresi Türkçe ve Arapça okunuşu (meali)

Alak Suresi Türkçe ve Arapça okunuşu (meali)
Alak Suresi Türkçe ve Arapça okunuşu (meali)

Alak, insanın yaratılış safhalarından olan aşılanmış yumurtayı ifade eder.

Bu sûreye "İkra' sûresi" de denir. Mekke'de inmiştir; 19 âyettir. İlk 5 âyeti, Kur'an'ın ilk inen âyetleridir. Bu sûrede okumanın, öğrenmenin üstünlüğü, insanın yaratılışı, kalemin özelliği, bunların insana Allah'ın ihsanı olduğu, insanın bunları düşünmesi, Rabbine itaat etmesi gerektiği, aksi halde azaba dûçar olacağı anlatılır.

Alak Suresi
Alak Suresi

Bismillâhirrahmânirrahîm

96/ALAK-1: Ikra’bismi rabbikellezî halak(halaka).
Yaratan Rabbinin İsmi ile oku.

96/ALAK-2: Halakal insâne min alak(alakın).
İnsanı bir alaktan (embriyodan) yarattı.

96/ALAK-3: Ikra’ ve rabbukel ekrem(ekremu).
Oku ve senin Rabbin, sonsuz kerem sahibidir.

96/ALAK-4: Ellezî alleme bil kalem(kalemi).
Ki O, kalem ile öğretti.

96/ALAK-5: Allemel insâne mâ lem ya’lem.
İnsana bilmediği şeyleri öğretti.

96/ALAK-6: Kellâ innel insâne le yatgâ.
Hayır, muhakkak ki insan gerçekten azgınlık yapar.

96/ALAK-7: En reâhustagnâ.
Kendini müstağni görmesi (Allah'a ve hiçbir şeye ihtiyacı olmadığını sanması) sebebiyle.

96/ALAK-8: İnne ilâ rabbiker ruc’â.
Muhakkak ki dönüş Rabbinedir.

96/ALAK-9: E reeytellezî yenhâ.
Nehyedeni (men edeni) gördün mü?

96/ALAK-10: Abden izâ sallâ.
Bir kulu namaz kıldığı zaman.

96/ALAK-11: E reeyte in kâne alel hudâ.
Sen gördün mü? Eğer o (kul), hidayet üzere ise.

96/ALAK-12: Ev emera bit takvâ.
Veya takvayı emretti ise.

96/ALAK-13: E reeyte in kezzebe ve tevellâ.
Sen gördün mü, eğer yalanladı ve yüz çevirdi ise?

96/ALAK-14: E lem ya’lem bi ennellâhe yerâ.
Allah'ın (onu) gördüğünü bilmiyor mu?

96/ALAK-15: Kellâ le in lem yentehi le nesfean bin nâsıyeh(nâsıyeti).
Hayır, eğer o gerçekten vazgeçmezse, mutlaka Biz, onu perçeminden (alnından) yakalarız (sürükleriz).

96/ALAK-16: Nâsiyetin kâzibetin hâtıeh(hâtıetin).
Yalancı günahkâr alın.

96/ALAK-17: Felyed’u nâdiyeh(nâdiyehu).
Haydi, meclisini (yardımcılarını) çağırsın.

96/ALAK-18: Sened’uz zebâniyeh(zebâniyete).
Biz yakında zebanileri çağıracağız.

96/ALAK-19: Kellâ, lâ tutı’hu vescud vakterib. (SECDE ÂYETİ)
Hayır! Ona itaat etme ve secde et ve (Allah'a) yakın ol!

SESLİ DİNLE