Birinin Kendinden Yüksek Olana Öğüt Vermesi

Birinin Kendinden Yüksek Olana Öğüt Vermesi
Birinin Kendinden Yüksek Olana Öğüt Vermesi

Eğer verilecek bir öğütten bir fesat doğmayacaksa, küçüğe ve büyü­ğe nasihatta bulunmak insana vacib olur.

Yüce Allah şöyle buyurmuştur:

Nahl suresi 125. ayet

ادْعُ إِلِى سَبِيلِ رَبِّكَ بِالْحِكْمَةِ وَالْمَوْعِظَةِ الْحَسَنَةِ وَجَادِلْهُم بِالَّتِي هِيَ أَحْسَنُ إِنَّ رَبَّكَ هُوَ أَعْلَمُ بِمَن ضَلَّ عَن سَبِيلِهِ وَهُوَ أَعْلَمُ بِالْمُهْتَدِينَ

Okunuşu :
Ud’u ilâ sebîli rabbike bil hikmeti vel mev’ızatil haseneti ve câdilhum billetî hiye ahsenu, inne rabbeke huve a’lemu bi men dalle an sebîlihî ve huve a’lemu bil muhtedîn(muhtedîne).

Anlamı :
Rabbinin yoluna (Allah’a ulaştıran yola, Sıratı Mustakîm’e) hikmetle ve güzel (pozitif dereceler kazandıracak) öğütle davet et. Onlarla en güzel şekilde mücâdele et. Muhakkak ki senin Rabbin, O’nun yolundan (Sıratı Mustakîm’den) sapanları (dalâlete düşenleri) ve hidayete erenleri bilir.
Hayasızlık, cehalet ve hata düşüncesi ile büyük şahsiyetlere karşı bu görevi insanların ihmal edip yerine getirmemesi haya değildir. Bu bir şah­siyet zayıflığıdır, gevşekliktir ve acziyettir. Çünkü hayanın hepsi hayır­dır. Haya ise ancak hayır getirir. Halbuki öğütü terk etmek kötülük geti­rir. Onun için haya olmaz.