Ezan ve kamet

Ezan ve kamet
Ezan ve kamet

Ezan’in lügat manasi “bildirmek, ilan etmek” demektir. Islami istilâhta: Özel bir sekilde namazin vaktini bildirmektir. Bunun icin vakit girmeden evvel ezan okunmaz.

Ezan, sünneti müekkededir. Ezan arabca’nin disinda (Farsca, Türkce, Ingilizce v.s.) hicbir lisanla okunmaz. Dolayisiyla baska lisanlarla namaz vakti ilân edilse, duyanlar üzerine namaz vacib olmaz. Kaamet de namaz kilinan yerde ayakta ve kibleye dogru okunur ve hemen namaza durulur.

Aksam namazinda ezanin arkasindan kaamet getirilirken camiye giren kimse oturur. Ayakta durmasi mekruhtur. Ezan okunurken müezzinin söz söylemesi ve selam almasi mekruhtur.

Resúl-i Ekrem (S.A.V.):”Üc kimse kiyamet gününde misk’ten tepeler üzerinde olacak; büyük korku onlari ürkütmeyecek. Insanlar korktugu zaman onlar, korkmayacaklardir. Birincisi: Kur’ani ögreten ve bu isi Allah rizasini ve Allah’in ihsanini dileyerek yapan. Ikincisi: Her günle gecede bes vakit farz namaz icin Ezan okuyup, bununla Allah’in rizasini ve Allah’in ihsanini dileyen kimse. Ücüncüsü: Kendisini dünya köleligi Rabine taatten men edemeyen kimse.” buyurmustur (Ibn-i Abidin)

Ezan duasi:

Allahümme Rabbe hâzihidda’ vefittâmeti vessalâtilkâimeti âti seyyidenâ Muhammedenil – vesílete vel – fazílete veddereceter rafíate veb’as’hu makâmen mahmúdenillezi ve ad’teh, inneke la tuhlilful – míad.

Manasi: Allahim! Ey bu eksiksiz dâvetin ( bu okunan Ezan-i Muhammedí’nin) ve simdiki kilinmak üzere olan namazin sahibi olan Rabbim! Muhammed Aleyhisselâm’ a vesíle (rutbesini, makâmini), fazíleti yüksek dereceyi ihsan buyur (ver). Ve onu, kendisine va’detmis oldugun (makâm-i Mahmud’a) ulastir. Süphesiz ki, sen vâdinde (verdigin sözde) durarsin.

Makam-i Mahmud: Kiyamet gününde Peygamber Hz. Muhammed (S.A.V.)’ in oturacagi yer:

Isrâ 79: “Umut et ki Rabbin seni makam-i mahmud’a getirecektir.”

Ezân-i Muhammedí’nin mesru olmasi

Hicretin birinci yilinda Medin’de, Mescid-i Nebevi’nin insaati tammamlanmis ve mü’minler cemaat halinde namaz kilmaya baslamislardir.

Abdullah ibn-i Ömer (R.A.) (Sahih-i Buhari):”Müslümanlar muhacir olarak Medine’ye geldikleri zaman, bir araya toplanip namaz vaktini gözetlerdi. Bugün bu husus hakkinda aralrarinda müsavere ettiler. Bazilari hiristiyanlarin cani gibi, can kullanilsin, diger bazilarida can olmasinda yahudiler’in nefirisi gibi boru calinsin teklifinde bulundu. Hz. Ömer (R.A.):”Öyle ama, namaza insanlari cagirmak icin nicin bir adam görevlendir-miyoruz?” dedi. Resùl-i Ekrem (S.A.V.) bunun üzerine:”Haydi Bilâl kalk, namaz icin nida et!” buyurdu. Abdullah bin Zeyd’in bu musavereden sonra ezani rüyasinda gördügünü ve bu durumu Resúl-i Ekrem (S.A.V.)’e bildirdigini kaydetti. Hz. Ömer (R.A.)’in de ayni günlerde ezani rüyasinda isitigini kaytediyor.