Felç, sara, cinnet için okunacak dua

Felç, sara, cinnet için okunacak dua

Aşağıdaki ayet iki ayrı kağıda yazılır, ayetten sonra şifa ayetleri yazılır. Bir tanesi hasta tarafından üzerinde taşınır (felç rahatsızlığı olan felçli tarafına asmalıdır). Diğer nüsha bir sürahi suya konduktan sonra bu suya 41 kere ayetler okunur ve üç veya yedi gün süreyle bu su hastaya içirilir.

Ayetler
Bismillâhirrahmânirrâhim
Arapça:

وَقَالَتِ الْيَهُودُ يَدُ اللّهِ مَغْلُولَةٌ غُلَّتْ أَيْدِيهِمْ وَلُعِنُواْ بِمَا قَالُواْ بَلْ يَدَاهُ مَبْسُوطَتَانِ يُنفِقُ كَيْفَ يَشَاء وَلَيَزِيدَنَّ كَثِيرًا مِّنْهُم مَّا أُنزِلَ إِلَيْكَ مِن رَّبِّكَ طُغْيَانًا وَكُفْرًا وَأَلْقَيْنَا بَيْنَهُمُ الْعَدَاوَةَ وَالْبَغْضَاء إِلَى يَوْمِ الْقِيَامَةِ كُلَّمَا أَوْقَدُواْ نَارًا لِّلْحَرْبِ أَطْفَأَهَا اللّهُ وَيَسْعَوْنَ فِي الأَرْضِ فَسَادًا وَاللّهُ لاَ يُحِبُّ الْمُفْسِدِينَ

Okunuşu:
Ve kaletil yehudu yedullahi magluleh gullet eydihim ve luınu bima kalu bel yedahu mebsutatani yunfıku keyfe yeşa ve leyezidenne kesiran minhum ma unzile ileyke min rabbike tugyanen ve kufra ve elkayna beynehumul adavete vel bagdae ila yevmil kıyameh kullema evkadu naran lil harbi etfeehallahu ve yes’avne fil ardı fesada vallahu la yuhıbbul mufsidin.

Anlamı:
O Yahudiler, “Allah’ın eli bağlıdır.” dediler. Böyle söylemelerinden dolayı elleri bağlandı ve lanetlendiler. Oysaki O’nun iki eli açıktır. Nasıl dilerse öyle infak eder. Yemin olsun ki sana Rabb’inden indirilen şey onların çoğunun azgınlığını ve küfrünü arttıracaktır. Biz de aralarına Kıyamet Günü’ne kadar düşmanlık ve nefret yerleştirdik. Savaş için ateş yaktıkları her seferinde Allah onu söndürdü. Yeryüzünde bozgunculuk için koşuşuyorlar. Ve Allah bozguncuları sevmez.

Şifa ayetleri:

1-) Tevbe suresi 14. ayet

Arapça:

قَاتِلُوهُمْ يُعَذِّبْهُمُ اللّهُ بِأَيْدِيكُمْ وَيُخْزِهِمْ وَيَنصُرْكُمْ عَلَيْهِمْ وَيَشْفِ صُدُورَ قَوْمٍ مُّؤْمِنِينَ

Okunuşu:

Katiluhum yuazzibhumullahu bi eydikum ve yuhzihim ve yansurkum aleyhim ve yeşfi sudure kavmin mu’minin

Anlamı:
Onlarla savaşın ki Allah sizin ellerinizle onlara azap etsin, onları rezil etsin, onlara karşı size yardım etsin. İnanan halkın göğüslerine şifa versin.


2-) Yunus suresi 57. ayet

Arapça:

يَا أَيُّهَا النَّاسُ قَدْ جَاءتْكُم مَّوْعِظَةٌ مِّن رَّبِّكُمْ وَشِفَاء لِّمَا فِي الصُّدُورِ وَهُدًى وَرَحْمَةٌ لِّلْمُؤْمِنِينَ

Okunuşu:
Ya eyyuhen nasu kad caetkum mev’ızatun min rabbikum ve şifaun lima fis suduri ve huden ve rahmetun lil mu’minin.

Anlamı:
Ey insanlar! Rabb’inizden size bir öğüt; göğüslerde olana bir şifa, müminler için bir hidayet ve rahmet gelmiştir.

3-) Nahl suresi 69. ayet

Arapça:

ثُمَّ كُلِي مِن كُلِّ الثَّمَرَاتِ فَاسْلُكِي سُبُلَ رَبِّكِ ذُلُلاً يَخْرُجُ مِن بُطُونِهَا شَرَابٌ مُّخْتَلِفٌ أَلْوَانُهُ فِيهِ شِفَاء لِلنَّاسِ إِنَّ فِي ذَلِكَ لآيَةً لِّقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ

Okunuşu:
Summe kuli min kullis semerati fesluki subule rabbiki zulula, yahrucu min butuniha şarabun muhtelifun elvanuhu fihi şifaun lin nas, inne fi zalike le ayeten li kavmin yetefekkerun.

Anlamı:
“Sonra, bitkilerin hepsinden ye. Rabb’inin emre amade kılınmış yollarında dolaş.” Onun karnından, çeşitli renklerde sıvı çıkar. Onda, insanlar için şifa vardır. Bunda düşünen bir toplum için kesinlikle bir ayet vardır.

4-) İsrâ suresi 82. ayet

Arapça:

وَنُنَزِّلُ مِنَ الْقُرْآنِ مَا هُوَ شِفَاء وَرَحْمَةٌ لِّلْمُؤْمِنِينَ وَلاَ يَزِيدُ الظَّالِمِينَ إَلاَّ خَسَارًا

Okunuşu:

Ve nunezzilu minel kur’ani ma huve şifaun ve rahmetun lil mu’minine ve la yeziduz zalimine illa hasara.

Anlamı:
Kur’an’dan indirdiğimiz şeyler, mü’minler için şifadır, rahmettir. Zalimlerin ise yalnızca hüsranını arttırır.

5-) Şuarâ suresi 80. ayet

Arapça:

وَإِذَا مَرِضْتُ فَهُوَ يَشْفِينِ

Okunuşu:
Ve iza maridtu fe huve yeşfin.

Anlamı:
“Hastalandığım zaman, O’dur bana şifa veren.”

6-) Fussilet suresi 44. ayet

Arapça:
وَلَوْ جَعَلْنَاهُ قُرْآنًا أَعْجَمِيًّا لَّقَالُوا لَوْلَا فُصِّلَتْ آيَاتُهُ أَأَعْجَمِيٌّ وَعَرَبِيٌّ قُلْ هُوَ لِلَّذِينَ آمَنُوا هُدًى وَشِفَاء وَالَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ فِي آذَانِهِمْ وَقْرٌ وَهُوَ عَلَيْهِمْ عَمًى أُوْلَئِكَ يُنَادَوْنَ مِن مَّكَانٍ بَعِيدٍ

Okunuşu:
Ve lev cealnahu kur’anen a’cemiyyen le kalu lev la fussilet ayatuh, e a’cemiyyun ve arabiy, kul huve lillezine amenu huden ve şifaun, vellezine la yu’minune fi azanihim vakrun ve huve aleyhim ama, ulaike yunadevne min mekanin baid.

Anlamı:
Biz, onu yabancı bir dille “kur’an” yapsaydık, mutlaka: “O’nun ayetleri açıklanmalı değil miydi?” derlerdi. Yabancı dilde bir kur’ana Arap muhatap, hiç olur mu? De ki: “Kur’an, inananlar için bir yol gösterici ve bir şifadır.” Ve inanmayanlara gelince, onların kulaklarında bir ağırlık vardır. Ve Kur’an, onlara kapalıdır. Onlara sanki uzak bir yerden seslenilmektedir.

admin:
Related Post