Resulullah (s.a.v.) Üzerine Yalan Uydurmanın Pek Ağır Bir İftira Olması

Resulullah (s.a.v.) Üzerine Yalan Uydurmanın Pek Ağır Bir İftira Olması

Resulullah (s.a.v.) Üzerine Yalan Uydurmanın Pek Ağır Bir İftira Olması

1- Hz. Ali (r.a)'tan rivayet edildiğine göre, Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır:

“Benim üzerime yalan uydurmayın. Çünkü kim benim üzerime yalan uydurursa,
cehennemi boylar.”

2- Enes b. Mâlik (r.a)'tan rivayet edilmiştir:
“Sizlere çok hadis rivayet etmeme gerçekten Resulullah (s.a.v.)'in,
“Kim bile bile kasten benim üzerime bir yalan uydurursa cehennemdeki yerine hazırlansın”
şeklinde hadisi engel olmaktadır.
3- Ebu Hureyre (r.a)'tan rivayet edildiğine göre, Resulullah (s.a.v.) şöyle
buyurmaktadır:
“Kim benim üzerime bile bile kasten yalan uydurursa cehennemdeki yerine
hazırlansın.”

4- Muğîre b. Şube (r.a)'tan rivayet edilmiştir:
“Resulullah (s.a.v.)'in şöyle buyurduğunu işittim:
“Benim üzerime söylenen bir yalan, başka bîr kimse üzerine söylenen yalan gibi
değildir. O halde kim benim üzerime bile bile kasten yalan uydurursa cehennemdeki
yerine hazırlansın”

Açıklama:

Hadisi Resulullah (s.a.v.) üzerine yalan hadis dayandıran yada söz söyleyen kimseyi
k namaktadır. Cenab-ı Hak, bu kimseye, hak ettiği cezayı dilerse verir ve dilerse
affeder. Böylelerin muhakkak surette Cehenneme gireceklerine kesinlikle
hükmedilemez. Çünkü küfürden ve şirkten başka büyük günah işleyenler hakkında
verilecek hüküm budur. Bunlar, Cehenneme girecek olsalar bile orada ebedi
kalmazlar. Zira Tevhid dini üzere ölen bir kimse Cehennemde ebedi kalmaz.
Yalan; ister kasten, ister kasıtsız olsun bir şeyi olduğunun aksine haber vermektir.
Çünkü yalan, bazen kasten ve bazen de kasıtsız söylenmemiş olsa da, Hz.
Peygamber (s.a.v.):
“Kasten yalan söz söylerse” diye kayıt koymazdı. Sadece unutan ile yaralan kimselere
günah yoktur.
Resulullah (s.a.v.) üzerine yalan uydurmak, pek büyük bir günah ve çok çirkin bir
iftiradır. Çünkü bu, İslam'ın temellerini yıkmaya, dinin hükümlerini bozmaya kadar
vanr. Onun için sahabilerden bir zümre, eksik veya fazla kelimeye meydan
vermekten korkarak çok hadis rivayet etmekten kaçınmışlardır. 16[16]
Bazı rivayetlerde; daha Hz. Peygamber (s,a.v)'in sağlığında ona yalan söz dayandıranlar çıkmış olsa bile, hadis uydurma, bir hareket olarak, h. 34-35
yıllarında başladığını söyleyebiliriz.
Çeşitli zamanlarda, bidatçiler çıkmış ve bunlar; çalışmalarını, ideolojilerini ve
düşüncelerini haklı göstermek için yalan hadis uydurmuşlar; bazı fıkıhçılar ise sırf
mezheplerini ve düşüncelerini savunmak için kitaplarında uydurma hadislere yer
vermişler; bazı zahid ve tasavvufçular ise insanları salih amellere teşvik etmek için,
ya yalan hadis uydurmuşlar yada yalan hadislere yer vermişler; zındık yada din
düşmanîan, çıkarları için yada İslam'a zarar vermek için hadis uydurmuşlar;
kıssacılar ise ya devlet adamlarına yaranabilmek için yada maddi kazanç elde etmek
için hadis uydurmuşlar; bazıları da halk arasında bilgiçlik taslamak için hadis
uydurmuşlardır.

alıntıdır...

hadmin: