Ya Men Hüve Alemu Bi Men Dalle An Sebilih (c.c.)

Ya Men Hüve Alemu Bi Men Dalle An Sebilih (c.c.)

Yâ Men Hüve Âlemu Bi Men Dalle Sebîlih esması anlamı : Yolundan sapanları en iyi bilen.

Yâ Men hüve a’lemü bi men dalle ‘an sebîlih : يَا مَنْ هُوَ اَعْلَمُ بِمَنْ ضَلَّ عَنْ سَب۪يلِه۪ 

66
Sine ağrısı için
Yâ Men yühikku’l-hakka bikelimâtih
Yâ Men lâ mü’akkibe lihukmih
Yâ Men lâ radde likadâih
Yâ Men yehûlü beyne’l-mer’i ve kalbih
Yâ Men yakbelü’t-tevbete an ‘ibâdih
Yâ Men lâ tenfe’u’ş-şefa’atü illâ biiznih
Yâ Meni’s-semâvâtü matviyyâtün biyemînih
Yâ Men hüve a’lemü bi men dalle ‘an sebîlih
Yâ Men yüsebbihu’r-ra’dü bihâmdi-hi ve’l-melâiketü min hîfetih
Yâ Men yürsilü’r-riyâha büşran beyne yedey rahmetih
سُبْحَانَكَ يَا لآَ اِلٰهَ اِلآَّ اَنْتَ اْلاَمَانُ اْلاَمَانُ نَجِّنَا مِنَ النَّارِ Sübhâneke yâ lâ ilahe illâ ente’l-emâ-ne’l-emâne neccinâ mine’n-nâr.

Allah’ım Senden şu isimlerinin hakkı için istiyor ve yalvarıyorum.
Ey kelimeleriyle hakkın hak olduğunu gösteren,
Ey hükmünü geri bıraktıracak kimse olmayan,
Ey kazasını geri çevirecek kimse olmayan,
Ey kişiye kalbinden daha yakın olan,
Ey kullarından tövbeyi kabul eden,
Ey izni olmadan hiçbir şefaat fayda vermeyen,
Ey bütün gökler kudretiyle dürülmüş olan,
Ey yolundan sapanların en iyi bilen,
Ey gök gürültüsünün hamd ederek, meleklerin de korkusuyla kendisini tesbih ettiği,
Ey rahmetinin önünde rüzgarları müjdeci gönderen,
Sen bütün kusur ve noksan sıfatlardan münezzehsin, Senden başka ilah yok ki bize imdat etsin. Eman ver bize, Eman diliyoruz. Bizi cehennemden kurtar.

Not : Cevşen-i Kebir duası alıntısıdır.

İçinde Yâ Men Hüve Âlemu Bi Men Dalle Sebîlih esması geçen Kur’an  ayetleri :
Kalem suresi 7. ayet
إِنَّ رَبَّكَ هُوَ أَعْلَمُ بِمَن ضَلَّ عَن سَبِيلِهِ وَهُوَ أَعْلَمُ بِالْمُهْتَدِينَ
Okunuşu :
İnne rabbeke huve a’lemu bi men dalle an sebîlihî ve huve a’lemu bil muhtedîn(muhtedîne).
Anlamı :
Muhakkak ki senin Rabbin; O, kim Kendi yolundan saptı, çok iyi bilir ve O hidayete ermiş olanları da çok iyi bilir.

Nahl suresi 125. ayet
ادْعُ إِلِى سَبِيلِ رَبِّكَ بِالْحِكْمَةِ وَالْمَوْعِظَةِ الْحَسَنَةِ وَجَادِلْهُم بِالَّتِي هِيَ أَحْسَنُ إِنَّ رَبَّكَ هُوَ أَعْلَمُ بِمَن ضَلَّ عَن سَبِيلِهِ وَهُوَ أَعْلَمُ بِالْمُهْتَدِينَ
Okunuşu :
Ud’u ilâ sebîli rabbike bil hikmeti vel mev’ızatil haseneti ve câdilhum billetî hiye ahsenu, inne rabbeke huve a’lemu bi men dalle an sebîlihî ve huve a’lemu bil muhtedîn(muhtedîne).
Anlamı :
Rabbinin yoluna (Allah’a ulaştıran yola, Sıratı Mustakîm’e) hikmetle ve güzel (pozitif dereceler kazandıracak) öğütle davet et. Onlarla en güzel şekilde mücâdele et. Muhakkak ki senin Rabbin, O’nun yolundan (Sıratı Mustakîm’den) sapanları (dalâlete düşenleri) ve hidayete erenleri bilir.