Büruc Suresi Türkçe ve Arapça Okunuşu Sesli Dinle

Büruc Suresi
Büruc Suresi

Şems sûresinden sonra Mekke'de inmiştir; 22 (yirmiiki) âyettir. "Bürûc", burc kelimesinin çoğuludur. Sûrede burçları olan gökyüzüne, kıyamet gününe ve o güne tanıklık edecek olanlarla, yine o gün müşahede edilecek olaylara yemin edildikten sonra Yemen'de geçmiş bir olaya temas edilir:

Yahudi Zûnuvas ve adamları, yahudiliği kabul etmeyen Necran hıristiyanlarını, Hendek içinde yakılmış bir ateşe atarak yakarlar ve yanmakta olan insanları seyrederler. Bu şekilde işkence ile yakılıp öldürülen kimseler inançları uğrunda ölmüşlerdir.

Bismillâhirrahmânirrahîm

 

85/BURÛC-1: Ves semâi zâtil burûc(burûci).
Burçlara sahip semaya andolsun.

85/BURÛC-2: Vel yevmil mev'ûd(mev'ûdi).
Ve vaadedilen güne.

85/BURÛC-3: Ve şâhidin ve meşhûd(meşhûdin).
Ve şahit olana ve şahit olunana (görene ve görülene) (andolsun).

85/BURÛC-4: Kutile ashâbul uhdûd(uhdûdi).
Hendeklerin sahipleri helâk edildi.

85/BURÛC-5: Ennâri zâtil vekûd(vekûdi).
(İçi) yakıt dolu ateşin (sahipleri).

85/BURÛC-6: İzhum aleyhâ kuûd(kuûdun).
Ki onlar, onun (ateşin) etrafında oturmuşlardı.

85/BURÛC-7: Ve hum alâ mâ yef'alûne bil mu'minîne şuhûd(şuhûdun).
Ve onlar, mü'minlere yaptıkları şeyleri seyrediyorlardı.

85/BURÛC-8: Ve mâ nekamû minhum illâ en yu'minû billâhil azîzil hamîd(hamîdi).
Ve onlardan intikam almaları, Aziz ve Hamîd olan Allah'a îmân etmelerinden başka bir şey için değildi.

85/BURÛC-9: Ellezî lehu mulkus semâvâti vel ard(ardı), vallâhu alâ kulli şey'in şehîd(şehîdun).
O (Allah) ki, semaların ve yeryüzünün mülkü O'nundur. Ve Allah, herşeye şahittir.

85/BURÛC-10: İnnellezîne fetenul mu'minîne vel mu'minâti summe lem yetûbû fe lehum azâbu cehenneme ve lehum azâbul harîk(harîkı).
Muhakkak ki onlar, mü'min erkeklere ve mü'min kadınlara işkence edip, sonra da tövbe etmemişlerdir. Artık onlar için cehennem azabı ve yakıcı azap vardır.

85/BURÛC-11: İnnellezîne âmenû ve amilus sâlihâti lehum cennâtun tecrî min tahtihel enhâr(enhâru), zâlikel fevzul kebîr(kebîru).
Muhakkak ki âmenû olanlar (yaşarken Allah'a ulaşmayı dileyenler) ve amilüssalihat (nefsi tezkiye edici amel) yapanlar, onlar için altından nehirler akan cennetler vardır ve işte bu büyük fevzdir (kurtuluş ve şerefli bir ikramdır).

85/BURÛC-12: İnne batşe rabbike le şedîd(şedîdun).
Muhakkak ki Rabbinin yakalaması elbette çok şiddetlidir.

85/BURÛC-13: İnnehu huve yubdiu ve yuîd(yuîdu).
Muhakkak ki O, ilk defa (yoktan var ederek) yaratır. Ve (sonra geri) döndürür.

85/BURÛC-14: Ve huvel gafûrul vedûd(vedûdu).
Ve O, Gafur'dur (mağfiret edendir), Vedûd'dur (çok sevendir).

85/BURÛC-15: Zul arşil mecîd(mecîdu).
(O), Arşın Sahibi'dir, Mecid'dir (çok yüce ve şereflidir).

85/BURÛC-16: Fa'âlun limâ yurîd(yurîdu).
Dilediği şeyi yapandır.

85/BURÛC-17: Hel etâke hadîsul cunûd(cunûdi).
Sana, o orduların haberi (kıssası) geldi mi?

85/BURÛC-18: Fir'avne ve semûd(semûde).
Firavun ve Semud (kavminin ordularının).

85/BURÛC-19: Belillezîne keferû fî tekzîb(tekzîbin).
Hayır, inkâr edenler, tekzip etmektedirler (yalanlama içindedirler).

85/BURÛC-20: Vallâhu min verâihim muhît(muhîtun).
Ve Allah, onları arkalarından ihata edendir (kuşatmıştır).

85/BURÛC-21: Bel huve kur'ânun mecîd(mecîdun).
Hayır, O Kur'ân, Mecid'dir (yüce ve şerefli Kur'ân'dır).

85/BURÛC-22: Fî levhın mahfûz(mahfûzın).
(O), Levhi Mahfuz'dadır (merkezî kompüter sisteminde kayıtlıdır).

SESLİ DİNLE