Çeşitli Hadislerden Örnekler

Çeşitli Hadislerden Örnekler

Çeşitli Hadislerden Örnekler
Çeşitli Hadislerden Örnekler

Birbirine karşı muhabbet ve merhamette, müminler, bir vücut gibidir. Vücudun bir yeri rahatsız olunca, bütün vücut, rahatsız, uykusuz kalıp, onun tedavisi ile meşgul olduğu gibi, Müslümanlar da birbirlerine yardıma koşmalıdır!
(Buhari)

Güzel ahlak hataları suyun buzu erittiği gibi eritir. Kötü ahlak ise ameli sirkenin balı bozduğu gibi bozar.
(Buhari)

"Bir kimse, akrabasından veya başkasından olan bir yetimi, o yetim kendisini kurtarana kadar bakımını uhdesine alsa, o kimseye Cennet vacib olur."
(Taberani/Evsat)

Ateşin kuru odunu yakması, insanın sevaplarını mahvetmekte gıybetten daha süratlı değildir.
(Hadis–i Şerif)

Falcının, büyücünün veya başka birinin gaybdan verdiği haberlere inanan,
Kur’an-ı kerime inanmamış olur.
(Taberani)

Allahü teâlâya tam tevekkül etseydiniz, sabah aç gidip, akşam tok dönen kuşlar gibi rızka kavuşurdunuz.
(Tirmizi)

İman ile küfür arasındaki fark, namazı kılıp kılmamaktır..
(Tirmizi)

Allahü teâlâ buyuruyor ki, "söz veriyorum ki, namazlarını vaktinde, doğru olarak kılana azap etmem, onu sorgu-suale çekmeden Cennete koyarım".
(Hadis-i şerif/Hakim)

Benim ümmetim, merhamete uğramış bir ümmettir. Ahirette azap görmeyecektir. Onun cezası, ancak dünyada başına gelen ağır imtihanlar, depremler, masum yere öldürülmeler ve çeşitli felaketler şeklinde verilir.
(Hadis-i şerif/Ebu Davud)

Dinde aşırı gitmekten sakının. Çünkü sizden öncekiler, ancak dinde aşırı gitmekle yok oldular.
(Hadis-i Şerif/Nesei)

Kim müsibete uğramış birini teselli ederse, onun o dert sebebiyle kazandığı sevap kadar sevap kazanır
(Hadis/İbn-i Mace).

Birbirinize karşı mütevazi olmanızı, Allah bana vahiyle emretti. Öyle ki, hiç kimse, kimseye karşı övünmesin ve hiç kimse, hiç kimseye zulmetmesin.
(Hadis/Müslim).

Kişinin malayani (boş) şeyleri terki İslam'ının güzelliğinden ileri gelir.
(Tirmizi, Zühd 11)

"Ey Allah'ın Resulü! dedik, mü'min korkak olur mu?" "Evet!" buyurdular. "Peki cimri olur mu?" dedik, yine: "Evet!" buyurdular. Biz yine: "Peki yalancı olur mu?" diye sorduk. Bu sefer: "Hayır!" buyurdular.
(Muvatta, Kelam 19)