Dua ile ilgili Bilinmesi Gerekenler Dua Rehberi ( Duanın Anlamı )

Dua ile ilgili Bilinmesi Gerekenler Dua Rehberi ( Duanın Anlamı )

Dua ile ilgili Bilinmesi Gerekenler Dua Rehberi ( Duanın Anlamı )
Dua ile ilgili Bilinmesi Gerekenler Dua Rehberi ( Duanın Anlamı )

DUA KAVRAMININ ANLAMI*

A. SÖZLÜK VE TERİM ANLAMI
Sözlükte; “çağırmak, seslenmek, davet etmek, istemek ve yardım talep etmek” anlamlarına gelen dua, din ıstılahında;

Allah’ın yüceliği karşısında insanın aczini ve zafiyetini
itiraf etmesi, sevgi ve saygı ile O’nun lütuf, nimet
ve yardımını, dünya ve ahirette nimetler ve iyilikler ihsan
etmesini; üzerindeki sıkıntı, dert ve belayı gidermesini;
günah, hata ve kusurlarını bağışlamasını dilemesi; yalvarıp
yakarması ve O’na hâlini arz edip niyazda bulunması demektir.

Dua kavramı; “saygı” ve “Allah’ı anma” (ta’zîm ve zikir)
ile “çağrı” ve “istekte bulunma”
(nidâ ve istiâne) anlamları-
nı birlikte içerir.
Dua; sınırlı, sonlu ve aciz olan insanın bütün benliğiyle
sınırsız, sonsuz ve kudret sahibi olan yüce Allah’a yönelip
O’ndan istek ve dilekte bulunması, O’nunla arasında bir
köprü ve diyalog kurmasıdır. Dua eden insan; bütün zayıflığı,
acizliği ve ihtiyaçları içinde, Yüce Allah’ın sonsuz
kudretinin ve yüceliğinin, isteklerini ancak O’nun lütfu ve
yardımıyla elde edebileceğinin bilincindedir. Bu bilinçle
yapılan dua; insanın Yaratan’ına olan inancının, güveninin
ve O’na teslim oluşunun bir göstergesidir.

İşte bundan dolayı Peygamberimiz (s.a.s.); “Allah’a duadan daha değerli bir şey yoktur” buyurmuştur.

B. KUR’ÂN’DAKİ ANLAMI
Çok anlamlı kavramlardan biri olan “dua”; Kur’ân’da yedi farklı anlamda kullanılmıştır.
1. Çağrı (nidâ)
“Sizi çağırdığı gün, O’na hamd ederek davetine uyarsınız
ve (kabirlerinizde) pek az bir müddet kaldığınızı zannedersiniz.”

2. İstiâne / Birinden yardım isteme
“Kulumuza indirdiğimiz Kur’ân’dan şüphe ediyorsanız,
siz de onun benzeri bir sûre meydana getirin; eğer doğru sözlü
iseniz, Allah’tan başka, güvendiklerinizi de yardıma çağırın.”

3. Söz (kavl)
“Azabımız onlara (helâk ettiğimiz toplumlara) geldi-
ğinde sözleri, ancak ‘biz gerçekten zalimlermişiz’ demekten
ibarettir.”

4. İstifhâm / Bir şeyi sormak, anlamak istemek
“Ey inananlar! (Elçi), sizi yaşatacak şeylere çağırdığı
zaman Allâh’ın ve Elçisinin çağrısına koşun ve bilin ki, Allah,
kişi ile onun kalbi arasına girer ve siz, O’nun huzuruna
toplanacaksınız.”

5. İstekte bulunmak, yalvarmak (suâl)
“Kullarım, sana benden sorarlarsa (de ki): Ben (onlara)
yakınım, dua edip yalvaran, bana dua ettiği zaman onun duasına
karşılık veririm…”

6. İbadet
Kur’ân’da birçok ayette “dua” kelimesi ve türevleri bu
anlamda kullanılmıştır. Şu ayetleri örnek olarak verebiliriz:
“De ki: ‘Biz hiç Allah’ı bırakıp da bize fayda da, zarar da
vermeyecek şeylere ibadet eder miyiz?...” (En’âm, 6/71)
“Onlar (Rahman’ın kulları), Allah’ın yanında başka tanrı
tutup ona ibadet etmezler…” (Furkân, 25/68; bk. Mü’minûn, 23/117;
Cin, 72/18, 20

7. İman
“De ki: ‘İbadetiniz / imanınız olmasa Rabbim size ne diye
değer versin?’...” (Furkân, 25/77)
Bu ayetteki “dua” kelimesi ibadet anlamına gelebileceği
gibi iman anlamına da gelir. (Buhârî, İman, 2) İbadet kavramı,
iman kavramını da içine alır. Bir insanın ibadet edebilmesi
için her şeyden önce iman etmesi gerekir.