İmam-ı Azam'ın Tesbih Duası

İmam-ı Azam'ın Tesbih Duası 

İmam-ı Azam’ın Tesbih Duası
İmam-ı Azam’ın Tesbih Duası

Hafız en-Necm el-Gayzî’den naklen- bildirildiğine göre, İmam-ı Azam şöyle demiştir:

"Yüce Rabbimi rüyamda doksan dokuz kere gördüm kendi kendime “Eger Rabbimi yüzüncü defa görürsem "Kıyamet gününde mahluklar ne ile azabından kurtulacak?" diye kendisine soracağım dedim

Arkasından Hak Sübhanehü ve Teala’yı gördüm ve "Ey Rabbim! Senin koruman güçlüdür, övgün yücedir ve isimlerin mukaddestir. Kıyamet gününde kulların senin azabından ne ile kurtulur?” dedim, Hak Sübhanehu ve Teala şu cevabı verdi:

“Her kim sabah, akşam namazından sonra? "Sübhanel ebediyyil ebed…" duasını okursa azabımdan kurtulur.”

İmam-ı Â'zam Hazretlerinin gece gündüz dilinden düşürmediği rivayet edilen meşhur tesbih duası şöyledir:İmam-ı Azam'ın Tesbih Duasının Türkçe Okunuşu:
"Subhâne'l-ebediyyi'l-ebed. Subhâne'l-vâhidi'l-ehad. Subhâne'l-ferdi's-samed. Subhâne râfi's-semâi bi-gayri amed.

Subhâne men beseta'l-arda alâ mâin cemed.

Subhâne men haleka'l-halka fe-ahsâhüm aded.

Subhâne men kaseme'l-erzâka ve lem yense ehad.

Subhânellezi lem yettehiz sâhibeten, vela veleden. Subhânellezi lem yelid ve lem yûled ve lem yeküllehû küfüven ehad.

Subhâne men yerânî ve ya'rifü mekânî ve yerzukunî velâ yensânî... "

İmam-ı Azam'ın Tesbih Duasının Meali:

"Ebed ve ebedî olan Allah'ı tesbih ederim.

Bir ve tek olan Allah'ı tesbih ederim. Tek ve herşey kendisine muhtaç olan Allah'ı tesbih ederim. Semayı direksiz yükselten Allah'ı tesbih ederim. Yeryüzünü donmuş su üzerine yayan Allah'ı tesbih ederim. Mahlukatı yaratan ve onları çeşitlendiren Allah'ı tesbih ederim. Rızkı taksim eden, hiçbir canlıyı unutmayan Allah'ı tesbih ederim.

Eş ve çocuk edinmeyen Allah'ı tesbih ederim.

Doğurmamış, doğrulmamış ve hiçbir şey de kendisine denk olmayan Allah'ı tesbih ederim. Beni gören, yerimi bilen, beni rızıklandıran ve beni unutmayan Allah'ı tesbih ederim."

İmam-ı Azam'ın Tesbih Duasının Arapçası:

سُبْحَانَ الْاَبَدِيِّ الاَبَدِ
سُبْحانَ الْوَاحِدِ الْاَحَدِ
سُبْحَانَ الْفَرْدِ الصَّمَدِ
سُبْحَانَ رَافِعِ السَّمآءِ بغَيْرِ عَمَدٍ
سُبْحَاَنَ مَنْ بَسَطَ الْاَرْضَ عَلَى مَآءٍ جَمَدٍ
سُبْحَانَ مَنْ خَلَقَ الْخَلْقَ فَاَحْصَاهُمْ عَدَدْ
سُبْحَانَ مَنْ قَسَمَ الرِّزْقَ وَلَمْ يَنْسَ اَحَدْ
سُبْحَانَ الَّذِي لَمْ يَتَّخِذْ صَاحِبَةً وَلَا وَلَدَا
سُبْحَانَ الَّذِي لَمْ يَلِدْ وَلَمْ يُلَدْ وَلَمْ يَكُنْ لَهُ كُفُواً اَحَدٌ

سُبْحَانَ مَنْ يَرَانِى وَيَعْرِفُ مَكَانِى وَيَرْزُقُنِى وَلَا يَنْسَانِى