Hazreti Yakup ve Hazreti Yusuf'un Duaları

Hazreti Yakup ve Hazreti Yusuf'un Duaları
Hazreti Yakup ve Hazreti Yusuf'un Duaları

 

Dertleri kendisine ağır gelen kimse,çektiği sıkıntı ve acılardan Rabbine sığınmalıdır. Kurtulması için O’na yalvarabilir.Başına gelen derdi, acıyı Allah’a şikayet edebilir.Bu şikayet bir sabırsızlık hali değildir.

Nitekim Hz.Yakub Peygamber.oğlu Yusuf’u kaybetmekten dolayı çok üzülmüş,çok ağlamış,bu yüzden gözlerine ak inmişti.Oğullarının,bu hali sabırsızlık gibi değerlendirmeleri üzerine de,onlara şu cevabı vermişti.”Hayır benim bu halim,bu derdi acıyı bana verdiğinden dolayı Allah’ı size şikayet değildir.Başıma gelen bu üzücü hali,bizzat Allah’a acz diliyle arz etmektir.
Üzüntümü,keder ve tasamı,Rabbimin dergahına acz diliyle ifadedir.Bu halin giderilmesi için,rahmetien sığınıp,O’ndan yardım dilenmektir.

Yakup (a.s.)’ın Duası

Hz. Yusuf bulunamayınca çaresizlikle Allah’a yalvaran Hz. Yakup şöyle dua etti:

قَالَ إِنَّمَا أَشْكُو بَثِّي وَحُزْنِي إِلَى اللّهِ

Okunuşu: Kâle innemâ eşkû bessî ve huznî ilallâhi

Anlamı: “Sıkıntımı, keder ve hüznümü sadece Allah’a arz ediyorum.” (Yusuf, 86)

Yusuf (a.s.)’ın Duası

Yusuf (a.s.), kardeşleri tarafından kıskançlık sebebiyle bir kuyuya atılmış, burada yolcular tarafından bulunmuş,
Mısır’a götürülüp satılmıştır. Çok güzel ve sevimli olan Hz. Yusuf ’u Mısır Hazine bakanı almıştır. Bakanın evinde
yaşarken bakanın eşi Zeliha, Hz. Yusuf ’a ahlâksız teklifte bulunur. Yusuf Peygamber kabul etmeyince de kendisine
iftira eder. (bk. Yûsuf, 12/4-57) Bunun üzerine hapse girmesi söz konusu olunca şöyle dua eder:

رَبِّ السِّجْنُ أَحَبُّ إِلَيَّ مِمَّا يَدْعُونَنِي إِلَيْهِ وَإِلَّا تَصْرِفْ عَنِّي كَيْدَهُنَّ

Okunuşu: Rabbis-sicnü ehabbü ileyye mimmâ yed’ûnenî ileyhi ve illâ tasrif ‘annî keydehünne asbü ileyhinne
ve ekümminel-câhilîn
.”

Anlamı: “Ey Rabbim! Zindan bana bunların davet ettikleri şeyden daha sevimlidir. Eğer Sen, bu kadınların tuzaklarını
benden uzaklaştırmazsan, ben onların sevdasına düşer, cahillerden olurum.”
(Yûsuf, 12/33)
Hapisten kurtulup Mısır’a Hazine bakanı olunca şu duayı yapmıştır:

رَبِّ قَدْ آٰتَيْتَنِي مِنَ الْمُلْكِ وَعَلَّمْتَنِي مِنْ تَأْوِيلِ الْأَحَادِيثِ فَاطِرَ
السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ أَنْتَ وَلِيِّي فِي الدُّنْيَا وَالْاٰخِرَةِ تَوَفَّنِي مُسْلِمًا
وَأَلْحِقْنِي بِالصَّالِحِينَ

Okunuşu: Rabbi kad âteytenî minel-mülki ve ‘allemtenî min te’vîlil-ehâdîsi fâtıras-semâvâti vel-ardı
ente veliyyî fiddünyâ vel-âhıreti teveffenî müslimevve elhıknî bissâlihîn
.”

Anlamı: “Ey Rabbim! Sen bana dünya mülkünden nasip verdin ve bana rüyaların tabirinden bir ilim öğrettin. Ey gökleri ve yeri yoktan var eden Rabbim! Benim velim sensin, benim canımı müslüman olarak al ve beni sâlih kulların arasına kat!” (Yûsuf, 12/101)

Yusuf peygamberin duasında şu hususların öne çıktığını görüyoruz:
Allah’ın haram kıldığı bir fiili işlememek için hapse girmeyi göze alan Hz. Yusuf, haram fiilden ancak Allah’ın
yardımı ile kurtulmanın mümkün olduğunu dile getiriyor ve bu konuda Allah’tan yardım istiyor. Allah da onu bu
kötülükten koruyor. (Yûsuf, 12/24) Mısır’da hazine bakanı olduktan sonra, Allah’ın kendisine
verdiği mülkü ve ilmi itiraf ediyor, kendisinin velisi ve yardımcısı olduğunu dile getiriyor ve Allah’tan Müslüman
olarak ölmeyi ve sâlihlerin arasına dâhil etmesini istiyor.