PEYGAMBERİMİZE İNANMAYAN İNSANLARIN EN ŞERLİSİDİR

PEYGAMBERİMİZE İNANMAYAN İNSANLARIN EN ŞERLİSİDİR

PEYGAMBERİMİZE İNANMAYAN İNSANLARIN EN ŞERLİSİDİR
PEYGAMBERİMİZE İNANMAYAN İNSANLARIN EN ŞERLİSİDİR

Müceddid-i Elf-i Sânî İmâm-ı Rabbânî (Kuddise Sirruh) Hazretleri buyurdular:

“... Muhammed Mustafa’ya (s.a.v.) indirilen Kur’ân-ı Kerîm, diğer peygamberlere (Alâ nebiyyinâ ve aleyhimü’s-salevâtü ve’t-teslîmât) indirilen bütün semâvî kitapların hulâsasıdır. Yine ona verilen din, geçen (peygamberlere verilen) dinlerin özüdür.

Bu hak dînin muktezâsı (emri) olan ameller, diğer dinlerin hatta meleklerin de amellerinden seçilmiştir. Çünkü meleklerin bazıları rükû ile, bazıları secde ile, bazıları kıyâm (ayakta ibâdet) ile emrolunmuşlardır. Yine geçen ümmetlerin bazılarına sabah namazı, bazılarına diğer namazlar emrolunmuştur.

Bu dinde (insanlar), geçen ümmetlerin ve mukarreb meleklerin amellerinin hulâsası ve özü ile amel etmekle emrolundular.

Bunun için bu dîne inanmak, önceki (peygamberlere verilen) dînin tamamını tasdik etmektir. Onun icablarıyla amel etmek, diğer şerîatlerin îcâplarıyla amel etmektir. Şüphe yok ki, bu şerîatı tasdik edenler ümmetlerin en hayırlısıdır.

Yine bu dîni inkâr etmek, dinlerin tamamını inkâr etmektir. Bu dinin îcâplarıyla ameli terk etmek, diğer dinlerin îcâbıyla ameli terk etmektir.

Yine Peygamber Efendimizi (s.a.v.) inkâr, Cenâb-ı Hakk’ın bütün isimlerinin ve sıfatlarının kemâlâtını inkârdır. Onu tasdik etmek de bunların tamamını tasdik etmektir. Yine şüphe yok ki, Peygamber Efendimizi (s.a.v.) inkâr eden ve onun dînini yalanlayan kimse de ümmetlerin en şerlisidir...” (Mektûbât-ı İmâm-ı Rabbâni, c. 1/m. 79)